29 Kasım 2009 Pazar

İzmir'in Kızları(okurken Pearl Jam-Alive dinleyin)

http://fizy.com/#s/1dlegw

Bayram tatili sebebiyle İzmir'deydim çarşambadan beri.. Ya ne güzel kızlar vardır orda ya arkadaş, valla bittim, dağıldım resmen.. Bi kızla mesajlaşıyoruz zaten, İzmir'deyken tanıdım onu.. Yani, önceden de tanıyordum da, İzmir'deyken ben bi yakınlaştık falan, çok sevdim onu ben ya, gerçekten.. Acayip birşey.


Tavsiyem odur ki, gidin İzmir'e..

Görüşürüz

Utku

9 Kasım 2009 Pazartesi

Oh ne de güzel çaktık(okurken bi' bok dinlemeyin)

Bugün adı Shuffle olan grubumuzun 5 kişi olarak ilk konseri vardı hangarda. Çok heyecanlıydım aslında(heyecanlı derken, bu güzel birşey yani, kalp atışım dakikada 180'di gibi değil, aksine iyi hissediyordum kendimi). Ama sonra ne olduysa, böyle bir anda izleyicilerin(aralarında bu yazıyı okuyacak olanlar da vardır elbette, ama kusura bakmayın) mal mal oturması, bütün enerjimi aldı benden. Nasıl anlatsam, karşıya bakıyorsun, tepkisiz suratlar var, yani biraz böyle hareket edin, şarkılara eşlik edin, ne bileyim, birşey yapın.. Onların tepkisizliği, bende mutsuzluğa, o da konsantrasyon kaybına yol açtı. Onun dışında, vokal yaparken doğru düzgün kendimi duyamayıp bir-iki yerde üst üste çakmam daha da batırdı moralimi..

Herkes "iyiydiniz abi, güzeldi" falan da dese, yok ben hiç ama hiç tatmin olmadım bu konserden.. Gerçi sonra grup olarak düşününce daha başka sebepler de geldi aklımıza. Mesela, şeytan azapta, sex bomb, istanbul gibi, bundan önce defalarca çaldığımız parçaları çalmak(beggin de bunların arasında), artık bize ızdırap olmaya başladı sanırım.. Ve de karşıdakiler de sonuçta bugüne kadar çaldığımız insanlar oldukları için, onlar da artık bezmiş bir şekilde bakıyorlardı bize biz -mesela- şeytan azapta çalarken..

Can diyor ki, "abi bir bakıma iyi de oldu, artık doğru düzgün çalışır öyle çıkarız sahneye".. Doğru da diyor aslında, ama benim bu konserle ilgili ne güzel planlarım vardı..

Neyse, lafı fazla uzatmayayım, görüşürüz sonra..

Utku

2 Kasım 2009 Pazartesi

Hala İsim Bulamadığımız Bir Grubumuz Var Evet..(Okurken Tarkan-Şeytan Azapta dinleyin)

http://fizy.com/#s/1ajg8t

İsmi olmayan grubumuzun sonunda bir klavyecisi oldu, nasıl içim rahatladı anlatamam. Bir an hiç bulamayacağız sandıydım..


Ha soranlar için yanıtlayayım, Dünya oldu klavyecimiz. Koroda da olması bizim için büyük bir avantaj sağlayacak, en azından 4ümüzün(murat-mert-can-ben) çaldığı koro orkestrasının uyumunu görecek, hatta bir nevi o da aramızda olacağı için o da uyum sağlayacak bize.. Güzel olacak güzel..

Neyse, ben şimdi çıkıyorum, kıyafet falan almak gerekiyor, malum yarın parti, haloween.. Ne olacağımı ben de bilmiyorum ama, bakacağız göreceğiz..

Neyse, sonra görüşürüz

Utku

28 Ekim 2009 Çarşamba

SCUM veya X(Okurken Simply Red-Something Got Me Started dinleyin)

http://fizy.com/#s/1hjoos

Ben böyle bir grup görmedim. Gerçekten görmedim.. Bu kadar mı uyumlu olunur, bu kadar mı eğlenceli olur gruptaki herkes.. Bilmeyenler için grup arkadaşlarımı tanıtmak istiyorum;

Elektrik gitar ve geri vokallerde, Murat Mustafa Tunç;
Davulda, Mert Süha Öner;
Vokallerde, Yankı Akoğlu;
Elektrik gitar ve vokallerde, Can Yücel..

Ben de bas çalıp bazı şarkılarda vokal yapıyorum.. Ama demem odur ki, bizim Can'la geliştirdiğimiz uyum herkesi şaşırtıyor belki ama, en çok da beni şaşırtıyor.. Böyle bir uyum ben görmedim, vallaha ne yalan söyleyeyim.. Mert'le zaten ayrı bir ilişkimiz var, kafalarımız çok benzer işliyor. Adamla aynı anda aynı absürt espriyi yapmışlığımız var. Murat zaten oda arkadaşım, onun dışında ne zamandır da beraber çalıyoruz, onla da feci uyumluyuz..

Yankı ise çok acayip; kız bizim provaya bir geldi, sanırsın 10 senedir beraber çalıyoruz, beraber takılıyoruz falan.. Yani, bizim şöyle bir şüphemiz vardı Mert'le, "Abi biz geyik yapmaktan prova falan alamayız".. Yankı gelince bu şüphelerimiz daha da fazla arttı:) Şaka bir yana süper geyik, 10 numara bir kız çıktı Yankı, ve çok çok çok mutluyum ben grubun gidişatından..

Merak edenler(varsa) için birkaç tane spoiler vermek istedim, eğer olur da yılbaşı partisine çıkarsak, orada çalacaklarımızla ilgili;

- Tarkan-Şeytan Azapta
- Tom Jones-Sex Bomb
- Pamela-Mavi Cinayet
- Anastacia-Left Outside Alone

Aklına grup için isim gelen varsa acil söylesin..

Görüşürüz

Utku
ya canım nasıl da içli köfte istiyor ne zamandır aslında.. yarın kızları kafalasam da gittiğimiz lahmacuncuda içli köfte de olsa.. tadından yenmez vallaha..

27 Ekim 2009 Salı

Mutluluk(Okurken Cure-Love Song dinleyin)

http://fizy.com/#s/16pet5

İlk blogumu yazarken heyecanlandım mı? Bilmiyorum, belki, ama esas heyecanım ondan değil. Benim bu blogu açmama, onun yazdığı ve benim okuduğum öyküleriyle vesile olmuş olan Murat için heyecanlıyım aslında.


Son dönemde etrafımda doğru düzgün mutlu insan görmüyorum ne yazık ki. İnsanlar çok acayip, en ufak şeyden bile kıl kapıp suratlarını asabiliyorlar. Kafayı takmak istersen, çok şey bulabilirsin zaten, ortalıkta milyon tane hakkında üzülebilecek olay var. Asık suratlı olmak kolay çok. Asıl zor olan mutlu olmak, bunu ağzım laf yapmaya başladığından beri söylüyorum zaten ben. En ufak şeyden bile mutlu olmaya çalışıyorum ben o sebeple. Mesela bugün şey oldu, derste odaya dönerken. Hiç tanımadığım iki insan, birisi erkek birisi kız, yürüyorlardı, ben de karşılarından geliyordum. Tam o sırada, el ele tutuştular. Sarılmak falan değil, öpüşmek hiç değil, sadece el ele tutuştular, ve dediğim gibi, zerre tanımadığım iki insan. Ama o anda içim kıpır kıpır oldu, çok mutlu oldum, neden bilmiyorum.

Neyse, esas konuya dönecek olursak, Murat için de çok mutluyum. Adam geçen c.tesi günü, "müzikus içmecesi"nde çok şeker bir kızla bir ilişkiye başladı. Ve işin garibi, ben en az onlar kadar mutlu hissettiğime eminim bu olaydan dolayı. Çünkü, aşk, sevgi, bunlar dünyanın en güzel şeyleri. Yıllardır bize tabu diye öğretilen, "şu yaşa gelmeden olmaz" denen sevişmek(pornografiden bahsetmiyorum, çünkü oradaki sevgi seviyesi takdir edersiniz ki o kadar yüksek değil) mutluluğun son noktası.

Herşeyin ilki güzeldir denir, ilk blogum da güzel oldu bence, ama daha iyi olabilirdi elbette, tecrübe işi bu gerçi.. Neyse, daha fazla uzatmayayım lafı.

Sonra görüşürüz..

Utku